ALTINCI (6) BÖLÜM DAVA ÇEŞİTLERİ, DAVA ŞARTLARI VE İLK İTİRAZLAR- HMK DERS NOTLARI
Bu derste, dava çeşitleri, bir davanın incelenebilmesi için gereken dava şartlarını ve davanın esasına girilmeden önce ileri sürülebilecek ilk itirazları ele alacağız. Medeni usul hukukunda dava, bir hakkın devletin yargı organları aracılığıyla ileri sürülmesidir; ancak her talep, her zaman doğrudan esastan incelenemez.
Öncelikle dava çeşitleri, talep edilen hukuki korumanın niteliğine göre sınıflandırılır. HMK’da davalar genel olarak eda davası, tespit davası ve inşai (yenilik doğurucu) dava olmak üzere üç ana grupta toplanır. Bu ayrım, hem mahkeme kararının içeriğini hem de hükmün sonuçlarını doğrudan etkiler.
Bir davanın esasına girilebilmesi için, kanunun öngördüğü belirli dava şartlarının bulunması gerekir. Bu şartlar, mahkemenin yargılama yapabilmesi için zorunlu ön koşullardır. Dava şartı eksikliği hâlinde, mahkeme davayı usulden reddeder. Görev, yetki, taraf ehliyeti, harç, vekaletname ve kesin hüküm gibi unsurlar dava şartları arasında yer alır.
İlk itirazlar ise davanın esasına girilmeden önce ileri sürülmesi gereken savunmalardır. Bu itirazlar, davanın görülmesini engelleyebilir veya yargılamayı başka bir mahkemeye taşıyabilir. HMK’ya göre başlıca ilk itirazlar; yetki itirazı, derdestlik ve tahkim itirazıdır. Bu itirazlar süresinde yapılmazsa dinlenmez ve davalı, davanın esasına cevap vermek zorunda kalır.
Bu bölümde;
- Dava kavramı ve dava türleri,
- Eda, tespit ve inşai davalar,
- Dava şartlarının tanımı, türleri ve sonuçları,
- İlk itiraz kavramı, süresi ve etkisi,
- Dava şartı – ilk itiraz ayrımı
konuları sistematik biçimde incelenecektir.
Ders notları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, mevzuat.gov.tr, resmigazete.gov.tr ve Yargıtay içtihatları temel alınarak hazırlanmıştır. Amaç, hukuk fakültesi öğrencilerine ve Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS) adaylarına, sade, güncel ve uygulamaya dönük bir kaynak sunmaktır.
ALTINCI BÖLÜM – Dava Çeşitleri, Dava Şartları ve İlk İtirazlar
Bu bölüm, eda davası, tespit davası, inşaî dava, belirsiz alacak davası, kısmi dava, davaların yığılması, terditli dava, seçimlik dava ve topluluk davası gibi temel dava türlerini sistematik biçimde açıklar. Ayrıca dava şartları ile ilk itirazlar kurumları; kapsam, işlev ve usulî sonuçları bakımından ayrıntılı biçimde ele alınır.
BİRİNCİ KISIM – Dava Çeşitleri (m. 105–113)
Bu kısımda dava çeşitleri, hangi hukuki korumayı sağladıkları ve hükmün icrası üzerindeki etkileri bakımından sınıflandırılır. Her dava türü, konusu, hukuki yarar şartı, hükmün niteliği ve icra kabiliyeti yönlerinden açıklanmaktadır.
Eda davası (m. 105)
Eda davası, mahkemeden davalının bir şeyi vermeye, yapmaya veya yapmamaya mahkûm edilmesini talep etmeye yarayan temel dava türüdür. Başka bir ifadeyle, davacı eda davasında borç ilişkisinden kaynaklanan edimin icrasını mahkeme hükmüyle güvence altına alır.
(Örnek: Bir taşınırın teslimi, para alacağının ödenmesi, bir taşınmazın tahliyesi gibi talepler eda davasının tipik konularıdır.)
Eda davası sonunda verilen kabul veya ret kararı, aynı zamanda tespit sonucu da doğurur. Davacı lehine verilmiş kabul hükmü, ilamlı icraya elverişlidir; yani davacı, elde ettiği ilamı icra takibine konu ederek hükmün fiilen yerine getirilmesini sağlayabilir.
Uygulama Notu
- Eda davası ile hüküm alındığında, icra kabiliyeti kendiliğinden mevcuttur; bu yönüyle, tespit davasından ayrılır.
Tespit davası (m. 106)
Tespit davası, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesini isteme yoludur. Bu dava türünün açılabilmesi için, istisnai haller dışında hukuken korunmaya değer güncel yararın bulunması zorunludur. Maddi vakıalar, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
Tespit davası, hukuki ilişkinin varlığı ileri sürülüyorsa olumlu (müspet) tespit davası, yokluğu ileri sürülüyorsa olumsuz (menfi) tespit davası niteliği taşır. (Örnek: Hizmet tespiti davası olumlu tespit; sahtelik davası veya borçlu olunmadığının belirlenmesi istemi menfi tespittir.)
Eda davasının açılabildiği yerde tespit davası açılamaz. Örneğin, A’nın B’den 50.000 TL alacaklı olduğunun tespiti istemi, hukuki yarar yokluğu nedeniyle uygun değildir; zira bu istem eda davası konusu yapılmalıdır.
Tespit davası sonunda verilen kabul veya ret hükümleri, yalnızca tespit niteliği taşır ve ilamlı icraya konu edilemez. Çünkü bu hükümlerde, yalnızca hukuki durumun belirlenmesi söz konusudur. Tespit davasının konusunu hak veya hukuki ilişkiler oluşturur; maddi olgular (örneğin bir yapının çatı işçiliğinin sözleşmeye uygun yapılmaması iddiası) tek başına tespit davasına konu edilmez; ancak delil tespiti yoluna başvurulabilir. Delil tespiti, ileride açılacak eda veya tazminat davası için delillerin korunmasına hizmet eder.
Örnek Olay
- Bir villanın çatısının sözleşmeye aykırı yapıldığı iddiasında, tespit davası değil, delil tespiti talebi uygun araçtır. Akabinde, ortaya çıkacak zararlar için tazminat davası açılabilir.
İnşaî dava (m. 108)
İnşaî dava, mahkemeden yeni bir hukuki durum yaratılması, mevcut hukuki durumun içeriğinin değiştirilmesi veya ortadan kaldırılması talep edilen dava türüdür. İnşaî hak, kural olarak hak sahibinin tek taraflı kullanımıyla sonuç doğurabilirse de, kamu düzeni veya hukuki durumun açıklığı gerektirdiğinde bu hak mahkeme kararıyla kullanılmak zorundadır.
İnşaî dava sonunda verilen ret kararları, aynı zamanda uyuşmazlık konusu inşaî hakkın bulunmadığına ilişkin tespit sonucu da doğurur. İnşaî hükümler genel kural olarak geçmişe etkili değildir ve tek başına ilamlı icraya gerek duymaz; hükmün inşa edici etkisi kararla birlikte kendiliğinden ortaya çıkar. (Örnek: Derneğin feshi, boşanma, ortaklığın giderilmesi, evliliğin feshi davaları.)
Bununla birlikte, bazı inşaî hükümler geçmişe etkili sonuç doğurur. (Örnek: Babalık davası, nesebin reddi, ölüme bağlı tasarrufların iptali.)
Uygulama Notu
- İnşaî dava sonucunda verilen inşa edici kararlar, çoğu kez icra takibi gerektirmez; hükmün kurucu etkisi doğrudan statüyü değiştirir.
Belirsiz alacak davası (m. 107)
Belirsiz alacak davası, eda davasının özel bir görünümüdür. Davacı, dava açarken alacağın miktar veya değerini tam ve kesin belirleyemiyorsa, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı veya değeri göstererek belirsiz alacak davası açabilir. Bu ihtimal, özellikle zararın kapsamının baştan saptanamadığı uyuşmazlıklarda ortaya çıkar.
Karşı tarafın sunduğu bilgiler veya tahkikatın ilerlemesi sonucu alacağın tam ve kesin belirlenebilir hale gelmesi durumunda, hâkim, tahkikat bitmeden önce davacıya iki haftalık kesin süre verir. Davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir; aksi halde dava, başlangıçta belirtilen miktar/değer üzerinden sonuçlandırılır.
Bu dava türünde davacı, asgari miktarla dava açıp, miktar belirlenebilir hale geldiği anda karşı tarafın rızası ve ıslah yoluna başvurma zorunluluğu olmaksızın talebini artırabilir. (Örnek: Vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle açılan maddi tazminat davalarında zararın tutarı başlangıçta belirsiz ise belirsiz alacak davası açılabilir; ancak zarar baştan belirli ise bu yol uygun değildir.)
Örnek Olay
- Trafik kazasında kalıcı iş gücü kaybı ve tedavi giderleri baştan tam belirlenemiyorsa, belirsiz alacak davası açılır; rapor ve belgelerle zarar netleştiğinde talep artırımı yapılır.
Kısmi dava (m. 109)
Bölünebilir nitelikteki taleplerde, alacağın yalnızca bir bölümünün dava edilmesi mümkündür. Kısmi dava açıldığında, talep konusunun geri kalanından açıkça feragat edilmemişse, kısmi dava açılması geri kalan kısım bakımından feragat anlamına gelmez. Kalan kısım, ıslah yoluyla derdest davaya dahil edilebilir.
(Örnek: 10 ton buğday alacağının şimdilik 1 ton için talep edilmesi; 10.000 TL alacağın şimdilik 1.000 TL’lik kısmı için dava açılması.)
Uygulama Notu
- Kısmi dava ile zamanaşımı ve faiz başlangıcı gibi sonuçlar, talep edilen kısım yönünden doğar; ıslahla artırılan kısım bakımından ayrıca değerlendirilir.
Davaların yığılması (Objektif dava birleşmesi) (m. 110)
Davacı, aynı davalıya karşı birbirinden bağımsız birden çok asli talebi aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için:
- Birlikte ileri sürülen taleplerin tümü aynı yargı türünde bulunmalı,
- Taleplerin tümü bakımından ortak yetkili mahkeme mevcut olmalıdır.
Talepler arasında hukukî veya ekonomik bağ bulunması şart değildir.
(Örnek: Haksız fiilden 10.000 TL ile satım sözleşmesinden 50.000 TL alacağın birlikte istenmesi; kira alacağı ile birlikte tahliye talebi; boşanma davasında boşanma, nafaka ve tazminat taleplerinin birlikte ileri sürülmesi.)
Örnek Olay
- Aynı davalıya karşı hem sözleşmeden doğan alacak hem de haksız fiil tazminatı talep edilebiliyorsa, objektif dava birleşmesi kurularak tek dosyada yargılama yapılabilir.
Terditli dava (m. 111)
Davacı, aynı davalıya karşı taleplerini asli–fer’î ilişkisi kurarak basamaklı (terditli) şekilde ileri sürebilir. Burada talepler arasında hukukî veya ekonomik bağlantı bulunması zorunludur. Mahkeme, asli talebi esastan reddetmedikçe fer’î talebi inceleyemez; asli talep kabul edilirse, fer’î talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir.
(Örnek: Ayıplı telefon bedelinin iadesi (asli talep); kabul edilmezse yenisiyle değiştirme (fer’î talep). Kooperatif hissesinin devri (asli talep); kabul görmezse ödenen aidatların iadesi (fer’î talep).)
Uygulama Notu
- Terditli dava, talep sonucunu kademelendirdiği için, ispat külfeti ve yargılama ekonomisi bakımından çoğu kez davacı lehine pratik sonuçlar doğurur.
Seçimlik dava (m. 112)
Seçimlik borç ilişkilerinde, seçim hakkı borçluya veya üçüncü kişiye ait olup kullanılmıyorsa, alacaklı seçimlik dava açabilir. Mahkeme istemin hukuka uygunluğunu saptarsa seçimlik mahkûmiyet kurar. Alacaklı, bu hükmü icraya koyduğunda takibini hükümdeki edimlerden birine hasretmek zorundadır; ne var ki bu, borçlunun diğer edimi ifa ederek borcundan kurtulma imkânını ortadan kaldırmaz.
(Örnek: “Ya taşınmaz tescil edilsin ya da 50.000 TL cezai şart ödensin” şeklindeki talep; ayıplı telefonun bedelinin iadesi veya yenisiyle değiştirilmesi talebi.)
Örnek Olay
- Borçlu, seçimlik edim belirlemeyi sürüncemede bıraktığında, alacaklı seçimlik mahkûmiyet hükmü alarak icra takibini seçtiği edim üzerinden başlatabilir.
Topluluk davası (m. 113)
Dernekler ve diğer tüzel kişiler, kendi statüleri çerçevesinde, üyelerinin/mensuplarının veya temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için kendi adlarına dava açabilirler. Dava, ilgili hakların tespiti, hukuka aykırı durumun giderilmesi ya da gelecekteki ihlallerin önlenmesi amacıyla açılabilir. Toplu tazminat davası niteliğinde sübjektif nitelikli eda taleplerinin topluca ileri sürülmesi mümkün değildir.
(Örnek: Tüketici örgütlerinin haksız ticari uygulamaya karşı dava açması; haksız rekabette müşteriler veya meslek birliklerinin açtığı davalar; esnaf dernekleri ve borsaların üyelerini korumaya yönelik davaları.)
Uygulama Notu
- Topluluk davası, genel (kolektif) menfaat odağında tespit/önleme işlevi görür; bireysel tazminat taleplerinin topluca ileri sürülmesine hizmet etmez.
HMK’da düzenlenmeyen – Mütelahik dava (doktrin)
Mütelahik dava, tek bir talep sonucunun birden fazla hukuki sebebe dayandırılmasıdır. Objektif dava birleşmesinden farkı, burada bir tek talep bulunması ve bu talebin birden fazla hukuki dayanak ile desteklenmesidir. Hâkim, davada hukuki nitelendirmeyi re’sen yapar; tarafların ileri sürdüğü hukuki sebeplerle bağlı değildir ve davacı lehine en elverişli kanun hükmünü uygulamakla yükümlüdür.
İKİNCİ KISIM – Dava Şartları ve İlk İtirazlar (2023)
Bu kısımda, dava şartları gerçekleşmeden davanın esasına girilemeyeceği ilkesi ayrıntılı biçimde açıklanır; hâkimin re’sen gözetim yükümlülüğü, eksikliklerin tamamlatılması ve usulden ret sonuçları ortaya konur. Ayrıca ilk itirazlar, ileri sürülme zamanı ve incelenme usulü bakımından sistematik olarak ele alınır.
Dava şartları (m. 114)
Dava şartları, davanın esasa girilerek incelenebilmesinin ön koşullarıdır. Hâkim, dava şartlarının varlığını kendiliğinden dikkate almak zorundadır. Kanunda sayılan başlıca dava şartları şunlardır:
- Mahkemeye ilişkin:
- Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması,
- Yargı yolunun caiz olması,
- Görevli mahkeme şartı,
- Kesin yetki hallerinde mahkemenin yetkili bulunması.
- Taraflara ilişkin:
- Tarafların taraf ve dava ehliyeti,
- Kanuni temsil gereken durumlarda temsilcinin gerekli nitelikleri,
- Dava takip yetkisi,
- Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda vekalet ehliyeti ve usulüne uygun vekaletname.
- Dava konusuna/işleme ilişkin:
- Gider avansının yatırılması (not: delil avansı dava şartı değildir),
- Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi,
- Davacının hukuki yararı,
- Derdestlik yasağı (aynı davanın daha önce açılmış ve görülmekte olmaması),
- Kesin hüküm yasağı (aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmamış olması).
Uygulama Notu
- Delil avansı, dava şartı değildir; ancak gider avansı dava şartıdır. Eksiklikte hâkim kesin süre verir; tamamlanmazsa usulden ret gündeme gelir.
Dava şartlarının incelenmesi (m. 115)
Mahkeme, davanın her aşamasında dava şartlarını re’sen araştırır; taraflar da her zaman dava şartı noksanlığını ileri sürebilir. Eksiklik saptanırsa, mahkeme usulden ret kararı verir; giderilebilir bir eksiklik söz konusu ise önce kesin süre tanınır.
Dava şartı eksikliğinin, hüküm anında giderilmiş olması hâlinde, başlangıçtaki eksiklik sebebiyle usulden ret kararı verilemez. Dava şartları, ön incelemede ve ilk itirazlardan önce ele alınır. Usulden reddedilen dava, eksiklik tamamlandıktan sonra yeniden açılabilir.
Örnek Olay
- Gider avansı yatırılmadığı için kesin süre verilen dosyada, avans süresinde yatırılırsa, mahkeme esasa girmeye devam eder; yatırılmazsa usulden ret kararı verilir.
İlk itirazlar: konusu, ileri sürülmesi ve incelenmesi (m. 116–117)
İlk itirazlar, davanın esasına girilmesini usulen engelleyen ve süre bağlı savunma araçlarıdır. Konuları şunlardır:
- Yetki itirazı (kesin yetki yoksa),
- Tahkim itirazı.
(Not: İş bölümü itirazına ilişkin 2020 değişikliği dikkate alınır.)
İleri sürülme zamanı bakımından, tüm ilk itirazlar, cevap dilekçesinde (yalnızca cevap süresi içinde değil, bizzat cevap dilekçesinde) ileri sürülmek zorundadır; aksi halde dinlenmez. İlk itirazlar, dava şartlarından sonra ve ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanır. Hâkim, ilk itirazları re’sen göz önüne alamaz ve ilk itirazlar tek başına mutlak bozma sebebi sayılmaz.
Uygulama Notu
- Cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen yetki veya tahkim itirazı, daha sonra ıslah, davacının açık rızası veya ek dilekçe ile dahi ileri sürülemez.
Dava şartları ile ilk itirazların karşılaştırılması (özet açıklama)
- Her ikisi de usule ilişkin savunma araçlarıdır ve davanın esasına girilmesine engel olabilir.
- Dava şartları hâkim tarafından re’sen gözetilir; ilk itirazlar ise re’sen gözetilemez ve yalnızca davalı tarafından, cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir.
- Dava şartları, ilk itirazlardan önce incelenir; inceleme dosya üzerinden veya duruşmalı yapılabilir.
- Dava şartı eksikliği, çoğu kez mutlak bozma sebebidir; ilk itirazlar ise tek başına mutlak bozma sebebi oluşturmaz.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün
