Bilgi BankasıCeza Hukuku

TCK’ya Göre Malın Değerinin Azlığı Ne Anlama Gelir?

Malın Değerinin Azlığı – Ceza hukukunda özellikle hırsızlık, yağma ve zimmet gibi malvarlığına karşı işlenen suçlarda “malın değerinin azlığı” önemli bir indirim nedenidir. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) bu durum açıkça düzenlenmiş olup; hırsızlık suçu bakımından TCK m.145, yağma suçu bakımından TCK m.150, zimmet suçu bakımından ise TCK m.249 hükümleri geçerlidir. Bu düzenlemelerle, failin çaldığı ya da zimmetine geçirdiği eşyanın düşük değerli olması durumunda mahkemeye cezada indirim yapma imkanı tanınmaktadır.

İçindekiler

Malın Değerinin Azlığı Ne Zaman Gündeme Gelir?

Uygulamada, malın değerinin azlığı durumu yalnızca failin suç işlediği malvarlığı unsurunun “ekonomik olarak düşük değerde” olması halinde dikkate alınır. Bu, özellikle sanığın mağdurdan alabileceği daha yüksek değerdeki bir mala yönelme imkânı olmasına rağmen, sadece ihtiyacı kadar veya daha düşük bir değeri alması halinde açıkça kendini gösterir. Örneğin, mağdurun cebinde 1000 TL olmasına rağmen fail yalnızca 20 TL’yi alıyorsa; bu durum malın değerinin azlığı sebebiyle ceza indirimi uygulanmasını gündeme getirir.

Ceza İndirimi Ne Şekilde Uygulanır?

Bu durum, mahkemece takdir edilir ve suça konu malın güncel piyasa değeri, failin ekonomik durumu ve suçu işleme şekli göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılır. Yargıtay kararlarında da bu konuda birçok içtihat bulunmaktadır. Özellikle değeri düşük malların çalınması ya da gasp edilmesi durumlarında cezadan önemli oranlarda indirim yapılabilmektedir.

Teşebbüs Halinde de Uygulanabilir mi?

Evet, malın değerinin azlığı gerekçesiyle ceza indirimi yalnızca tamamlanmış suçlar için değil, aynı zamanda teşebbüs aşamasında kalmış suçlar için de geçerli olabilir. Failin mala tam olarak ulaşamadan, ancak değerinin düşük olduğu anlaşılan bir suça teşebbüs etmesi durumunda da bu indirim mahkemece göz önünde bulundurulur.

Malın Değerinin Azlığı

Yağma Suçunda Malın Değerinin Az Olması: Cezada Takdir Yetkisi ve Sınırları

Türk Ceza Kanunu’nun 150. maddesi, yağma suçunun konusu olan malın değerinin az olması halinde mahkemeye cezada indirim yapma yetkisi tanımaktadır. Ancak bu hüküm, cezanın mutlaka indirileceği anlamına gelmez. Yani mahkeme, olayın somut özelliklerine göre cezada üçte birden yarıya kadar indirim yapabilir, ama bu indirimi yapıp yapmama konusunda takdir yetkisine sahiptir.

Malın Değeri Nasıl Belirlenir?

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun içtihatlarına göre, suça konu malın değerinin az olup olmadığı belirlenirken ekonomik genel ölçütler dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda hâkim, failin gasp ettiği malın piyasa değerini ve bu değerin suçun niteliğiyle orantısını değerlendirerek karar verir. Burada önemli olan, verilecek cezanın orantılı ve adil olmasıdır.

Hırsızlık ve Yağma Arasındaki Fark – Neden Ceza İndirimi Sınırlıdır?

Hırsızlık suçunda, fail sadece zilyetlik hakkını ihlal eder. TCK m.141’e göre bu fiil; başkasına ait taşınır malın zilyedin rızası dışında alınmasıdır. Ancak yağma suçunda fail, cebir veya tehdit kullanarak mağdura karşı doğrudan bir fiziksel ya da psikolojik saldırı gerçekleştirir. Bu saldırı sadece malvarlığına değil, aynı zamanda kişinin irade serbestisine ve vücut bütünlüğüne yöneliktir.

Bu nedenle kanun koyucu, hırsızlıkta olduğu gibi faile cezasızlık tanıma seçeneği sunmamış, yalnızca belli bir oranda ceza indirimi yapılabileceğini öngörmüştür. Malın değerinin düşük olması, yağma gibi ağır bir suçun etkilerini tamamen ortadan kaldırmaz; sadece hâkime cezada orantılı bir indirim imkanı verir.

Ceza Verilmemesi Mümkün Değildir

TCK m.150 çerçevesinde, yağma suçunun mağdura verdiği zarar nedeniyle fail hakkında ceza verilmemesi kanunen mümkün değildir. Çünkü burada söz konusu olan yalnızca ekonomik bir zarar değil, aynı zamanda bireyin temel hak ve özgürlüklerinin ihlali söz konusudur. Bu nedenle ceza yargılamasında malın değerinin azlığı sadece indirime sebep olabilir, ama cezadan tamamen kurtarma sebebi olamaz.

Zimmet Suçunda Malın Değerinin Az Olması: Ceza İndirimi Zorunlu mu?

Zimmet suçu, kamu görevlisinin görevinden kaynaklanan yetkilerini kötüye kullanarak kendisine teslim edilen malı zimmetine geçirmesiyle oluşan ağır bir suç tipidir. Türk Ceza Kanunu’nun 249. maddesinde, suça konu malın değerinin az olması durumunda nasıl bir ceza indirimi uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. TCK m.249/1’e göre, “Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.”

Ceza İndirimi Hâkim İçin Zorunludur

Hırsızlık (TCK m.145) ve yağma (TCK m.150) suçlarında olduğu gibi hâkime belirli bir takdir yetkisi tanınmışken, zimmet suçu açısından durum farklıdır. Kanun koyucu burada açıkça “ceza indirilir” ifadesini kullanarak, hâkime takdir yetkisi tanımamış, malın değerinin az olması durumunda cezanın zorunlu olarak üçte birden yarıya kadar indirilmesini emretmiştir. Bu yönüyle zimmet suçunda değer azlığı halinde ceza indirimi uygulamamak gibi bir ihtimal bulunmamaktadır.

Zimmet Suçunda Takdir Değil, Uygulama Esastır

Bu düzenleme ile TCK, zimmet suçunun kamu güveni ve kamu malı üzerindeki koruma fonksiyonuna vurgu yaparken, malın değerinin azlığı durumunda bile failin cezalandırılması gerektiğini; ancak bu cezalandırmanın orantılılık ilkesi çerçevesinde olması gerektiğini vurgulamaktadır. Ancak bu ceza mutlaka belirli oranda indirilecektir. Yani hâkim, suça konu malın düşük değerli olduğunu tespit ettiği an itibariyle, cezada üçte bir ile yarı oranında indirim yapma yükümlülüğü altındadır.

Neden Takdir Yetkisi Tanınmamıştır?

Zimmet suçunun failinin kamu görevlisi olması, suçun kamu düzenine karşı işlenmesi ve toplumsal güveni sarsma potansiyeli nedeniyle kanun koyucu bu suça farklı bir yaklaşım sergilemiştir. Bu kapsamda kamu görevinin kötüye kullanılması gibi ciddi bir ihlalin, suça konu malın az değeri gerekçe gösterilerek hafife alınmasının önüne geçilmek istenmiş; ancak adalet duygusu ve orantılılık ilkesi gereği belirli oranda ceza indirimi zorunlu kılınmıştır.

Malın Değerinin Azlığının Verilecek Hükme Etkisi

Ceza hukukunda suçun niteliği kadar, suça konu olan malın değeri de verilecek hükmün şeklini doğrudan etkileyen önemli faktörlerden biridir. Türk Ceza Kanunu, hırsızlık, yağma ve zimmet suçları açısından malın değerinin azlığına farklı hükümler bağlayarak her bir suç tipi için ayrı bir uygulama yolu benimsemiştir. Ancak malın değerinin az olması, failin işlediği fiilin suç vasfını ortadan kaldırmaz; yalnızca verilecek cezanın miktarına etki eder.

Hırsızlıkta Malın Değerinin Azlığı: Ceza Verilmemesi Mümkün

TCK m.145’e göre, hırsızlık suçunda malın değerinin azlığı halinde hâkim, olayın tüm koşullarını değerlendirerek ya cezada indirim yapabilir ya da ceza vermekten tamamen vazgeçebilir. Ancak bu durum failin fiilini hukuka uygun hale getirmez. Suçun işlenmiş olduğu kabul edilir fakat Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/3-d maddesi uyarınca, kusurluluğu ortadan kaldıran bir hata gibi değil; failin kusuru mevcut olmakla birlikte ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir.

Yağmada Malın Değeri Az Olsa Bile Ceza Kaçınılmazdır

TCK m.150’ye göre yağma suçunda, malın değeri az dahi olsa hâkim yalnızca cezada üçte birden yarıya kadar indirim yapabilir. Ancak cezadan tamamen vazgeçme imkanı yoktur. Çünkü yağma suçu, yalnızca malvarlığına değil, aynı zamanda mağdurun vücut bütünlüğüne ve irade serbestisine yönelen bir saldırı niteliği taşır. Dolayısıyla failin işlediği fiil karşılığında mahkeme mutlaka mahkûmiyet hükmü kuracaktır; sadece daha düşük bir ceza ile.

Zimmet Suçunda Ceza İndirimi Zorunlu ve Sınırlıdır

Zimmet suçunda ise TCK m.249 gereği, malın değerinin azlığı durumunda cezada indirim yapılması zorunludur. Ancak hâkim bu indirimi yapıp yapmama konusunda takdir yetkisine sahip değildir. Ayrıca, cezadan tümüyle vazgeçme olanağı da yoktur. Bu yönüyle zimmet suçu, hırsızlıktan daha ağır değerlendirilir. Çünkü kamu görevinin kötüye kullanılması söz konusudur. Malın değerinin azlığı, yalnızca daha düşük ceza verilmesine sebep olabilir; failin cezalandırılmaması mümkün değildir.

Sonuç Olarak: Malın Değerinin Azlığı Suçu Ortadan Kaldırmaz

Her üç suç türü bakımından da malın değerinin az olması, işlenen fiilin suç niteliğini ortadan kaldırmaz. Hırsızlık suçunda hâkim cezadan vazgeçme yetkisine sahipken, yağma ve zimmet suçlarında bu hakka sahip değildir. Yağmada ceza indirimi takdire bağlı, zimmette ise zorunludur. Ancak her durumda failin fiili haksızlık teşkil etmeye devam eder ve yargılama süreci cezasızlıkla sonuçlanmaz.

Hırsızlık, Zimmet ve Yağma Suçunda Malın Değerinin Azlığı İndirimi: Yargıtay Kararları Işığında Uygulama

Ceza hukukunda malvarlığına karşı işlenen suçlarda, suça konu malın değerinin azlığı hem mahkeme kararlarının yönünü hem de fail hakkında verilecek cezanın ağırlığını doğrudan etkilemektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 145. (hırsızlık), 150. (yağma) ve 249. (zimmet) maddeleri, bu konuda hâkime indirim yapma veya ceza vermekten vazgeçme yetkisi tanımakta ya da bu indirimi zorunlu kılmaktadır. Bu noktada Yargıtay kararları, hangi durumlarda malın değerinin az olarak kabul edileceğine ve ceza indiriminin nasıl uygulanacağına ışık tutmaktadır.


1. Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Az Sayılması (TCK m.145)

Yargıtay’a göre, hırsızlıkta malın değerinin az sayılabilmesi için genellikle suç tarihinde geçerli olan brüt asgari ücretin 1/10’u kadar bir tutar kriter alınır. Örnekle:

  • Cüzdan ve içindeki para gibi eşyaların toplam değeri bu sınırın altındaysa, mahkemece TCK m.145 uyarınca ceza indirimi yapılması gerekir.
  • Ancak nüfus cüzdanı, pasaport, banka kartı gibi belgeler açısından fiziki değerin dışında, yeniden çıkarılması için gereken emek ve işlem yükü dikkate alınarak değer azlığı indirimi uygulanmayabilir.
  • 23,50 TL’lik bir şarap için hırsızlık yapan suça sürüklenen çocuklar hakkında mahkeme, suçun işleniş özellikleri nedeniyle ceza vermekten vazgeçmemiş ancak değer azlığı sebebiyle makul oranda ceza indirimi yapılması gerektiğini belirtmiştir (Yargıtay 13. CD. 2017/5101).

2. Çoğunu Alma İmkanı Varken Daha Azını Alma Durumu

Yargıtay, failin daha yüksek değerdeki malları almama iradesini açıkça ortaya koyduğu durumlarda da TCK m.145’in uygulanabileceğini kabul etmektedir:

  • Örneğin, sınıfta televizyon, VCD varken sadece kumbara içindeki 5 TL’yi alan fail hakkında indirim uygulanması gerekir. Ancak bu failin seri şekilde suç işlemesi nedeniyle ceza indirimi yapılması yeterli görülmüş, cezadan tamamen vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir (CGK 2015/420).

3. Zimmet Suçunda Malın Değerinin Azlığı (TCK m.249)

Zimmet suçunda Yargıtay, failin zimmetine geçirdiği meblağ ekonomik koşullar ve alım gücü dikkate alındığında değer azlığı sınırındaysa, TCK m.249’un zorunlu ceza indirimi hükmü uygulanmak zorundadır:

  • 1.897,60 TL’lik bir zimmet hakkında Yargıtay, bu meblağın değer azlığına girdiğini ve sanık lehine ceza indirimi yapılması gerektiğini vurgulamıştır (Yargıtay 5. CD. 2013/2728).
  • 7.084,32 TL’lik bir meblağ için de ekonomik koşullar dikkate alınarak aynı şekilde değer azlığı indiriminin zorunlu olduğu kabul edilmiştir (Yargıtay 5. CD. 2019/6291).

4. Yağma Suçunda Malın Değerinin Azlığı (TCK m.150)

TCK m.150’de yer alan düzenlemeye göre, yağma suçunda malın değerinin az olması halinde ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir. Ancak bu indirimin uygulanması hâkimin takdirindedir ve fail hakkında mutlaka mahkumiyet hükmü kurulması gerekir. Ceza vermekten tamamen vazgeçme yetkisi bulunmamaktadır.


Sonuç: Her Suç Tipinde Değer Azlığı Farklı Şekilde Etki Eder

  • Hırsızlıkta, hâkime ceza indirimi yapma veya ceza vermekten vazgeçme hakkı tanınmıştır.
  • Yağmada, ceza indirimi mümkündür fakat cezasızlık söz konusu olamaz.
  • Zimmette, hâkim ceza indirimi yapmak zorundadır; takdir yetkisi yoktur.

Değer Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi Şartları ve Uygulaması (TCK m.145, m.150)

Ceza yargılamasında “malın değerinin azlığı” kavramı, özellikle hırsızlık ve yağma suçlarında failin cezasında indirim yapılabilmesini sağlayan önemli bir unsurdur. Ancak bu indirimin uygulanabilmesi, yalnızca malın düşük ekonomik değere sahip olmasıyla sınırlı değildir. Suçun işleniş biçimi, failin niyeti, eylemin yoğunluğu ve sonuçları gibi birçok kriterin birlikte değerlendirilmesi gerekir.


Hırsızlıkta Değer Azlığı Nedeniyle Ceza İndiriminin Şartları (TCK m.145)

Türk Ceza Kanunu’nun 145. maddesi uyarınca, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin az olması halinde faile verilecek cezada indirim yapılabilir. Ancak bu durumun uygulanabilir olması için:

  • Malın ekonomik değerinin gerçekten az olması gerekir (genellikle brüt asgari ücretin 1/10’u ölçü alınır).
  • Hâkim, TCK m.3 gereğince indirimi “işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı” olarak belirlemelidir.
  • Eğer ceza vermekten tamamen vazgeçilmek isteniyorsa, yalnızca değer azlığı yeterli değildir; suçun işleniş şekli ve özel koşulları da dikkate alınmalıdır.

Bu konuda Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2009/291 sayılı kararında, değer azlığı gerekçesiyle yapılacak ceza indiriminin keyfi olmaması, mutlaka yeterli ve somut gerekçelere dayanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca yalnızca failin “daha fazlasını alma imkanı varken daha azını almış olması” gibi tek başına davranışsal bir kriterle ceza indirimi yapılmasının da yeterli olmadığı vurgulanmıştır.


Yağma Suçunda Değer Azlığı Nedeniyle Ceza İndirimi (TCK m.150/2)

Yağma suçu, cebir veya tehdit kullanılarak mal alınmasıyla oluşur ve mağdurun hem irade serbestisi hem de vücut bütünlüğü ihlal edilir. Bu nedenle, TCK m.150/2 hükmü, ceza indiriminin yalnızca değer azlığına bağlı olarak sınırlı bir oranda yapılabileceğini öngörür. Hâkim isterse:

  • Üçte birden yarıya kadar ceza indirimi uygulayabilir.
  • Ancak, fail hakkında ceza vermekten tamamen vazgeçemez.

📌 Örnek Olay – Yargıtay 6. Ceza Dairesi (2021/13098 K.):
Sanıkların mağdurdan 100 TL ve 150 TL değerinde bir saat gasp etmeleriyle işledikleri yağma suçunda, bu malların değeri dikkate alındığında TCK m.150/2 gereği cezada indirim yapılması gerektiği halde bu hususun gözetilmemesi bozma nedeni sayılmıştır. Yargıtay, bu tür durumlarda değer azlığının zorunlu olarak dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır.


Ceza İndirimi Takdiri ve Sınırları

Hırsızlık suçunda hâkime hem ceza indirimi hem de ceza vermekten vazgeçme imkanı tanınırken; yağma suçunda sadece indirim uygulanabilir. Bu noktada:

  • Hâkimin takdir hakkı, yasaya uygun, nesnel gerekçelere dayanmalı.
  • Her somut olayın özgün koşulları değerlendirilmeli.
  • Gerekçesiz indirimsizlik ya da keyfi indirim kararları bozma nedenidir.

Sonuç: Değer Azlığı Tek Başına Yeterli Değildir, Ama Belirleyicidir

Malın değerinin az olması, failin eyleminin niteliğini ortadan kaldırmaz; ancak cezanın belirlenmesinde önemli bir hafifletici sebep oluşturabilir. Bu kapsamda:

  • Hırsızlıkta hâkimin takdirine bağlı ceza indirimi veya cezasızlık,
  • Yağmada sadece indirime imkân,
  • Zimmette ise zorunlu indirim söz konusudur.

Hırsızlık, Yağma veya Zimmet Suçlarıyla İlgili Hukuki Danışmanlık İçin Bizimle İletişime Geçin
Ceza indirimi, yargılama süreci ve beraat/ceza verilmesine yer olmadığı kararları hakkında daha fazla bilgi için Avukat Gökhan Yağmur’dan uzman destek alabilirsiniz.
📞 0542 157 06 34
🌐 gokhanyagmur.com.tr

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu