DÖRDÜNCÜ (4) BÖLÜM TARAFLAR VE DAVAYA KATILAN ÜÇÜNCÜ KİŞİLER – HMK DERS NOTLARI
TARAFLAR VE DAVAYA KATILAN ÜÇÜNCÜ KİŞİLER – Bu derste, bir davanın öznesini oluşturan taraflar ile davaya katılma olanağı tanınan üçüncü kişileri inceleyeceğiz. Medeni yargılama, kural olarak taraflarca yürütülen bir süreçtir. Bu nedenle, davanın taraflarının kimler olabileceği, hangi şartları taşıması gerektiği ve üçüncü kişilerin hangi hallerde davaya katılabileceği, medeni usul hukukunun temel konularındandır.
Taraf, davada hak veya borç iddiasında bulunan kişidir. Davayı açan kişi davacı, hakkında dava açılan kişi ise davalı sıfatını taşır. Taraf olabilmek için taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davaya vekalet şartlarının bulunması gerekir. Bu nitelikler, yargılamanın geçerliliği ve hükmün bağlayıcılığı açısından zorunludur.
Öte yandan, bir uyuşmazlıkta menfaati bulunan üçüncü kişiler, belirli koşullar altında davaya katılabilir. HMK’da üçüncü kişilerin katılımına ilişkin düzenlemeler, fer’î müdahale ve aslî müdahale kurumlarıyla sistemleştirilmiştir. Fer’î müdahale, üçüncü kişinin taraflardan birine yardım amacıyla davaya katılması; aslî müdahale ise, üçüncü kişinin uyuşmazlık konusu üzerinde bağımsız bir hak iddiasında bulunmasıdır.
Bu bölümde;
- Taraf kavramı ve taraf sıfatı,
- Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davaya vekalet,
- Taraf değişikliği, halefiyet ve dava arkadaşlığı,
- Davaya katılan üçüncü kişiler: fer’î ve aslî müdahale,
- Müdahalenin şekli, süresi ve sonuçları
konuları ayrıntılı biçimde ele alınacaktır.
Ders notları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, mevzuat.gov.tr, resmigazete.gov.tr ve Yargıtay içtihatları temel alınarak hazırlanmıştır. Amaç, hukuk fakültesi öğrencileri ve Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS) adaylarına, sade, sistematik ve güncel bir kaynak sunmaktır.
Dördüncü Bölüm – Taraflar ve Davaya Katılan Üçüncü Kişiler
Bu bölüm, medeni usul hukukunda taraflar, tarafların ehliyetleri, davaya katılma biçimleri ve vekâlet kurumuna ilişkin temel esasları sistematik olarak ortaya koyar. Usul işlemlerinin niteliği, taraf ehliyeti ve dava ehliyeti gibi ana kavramlar ile fer’î ve aslî müdahale gibi üçüncü kişilerin sürece dâhil olma yolları ayrıntılı biçimde açıklanır.
Birinci Kısım: Usul İşlemleri
Kısa Özet
Usul işlemleri, yargılamanın başından hükmün kesinleşmesine kadar tüm aşamalarda yargılama sürecini şekillendiren ve sonuca etki eden işlemlerdir. Mahkemece yapılanlar “mahkeme usul işlemleri”, taraflarca yapılanlar “taraf usul işlemleri” olarak adlandırılır.
Usul İşlemlerinin Tanımı ve Ayrımı
Usul işlemleri, yargılamanın seyrini belirleyen, süreler, dilekçeler, duruşma düzeni ve kararlar gibi adım adım ilerleyen tüm işlem ve kararları kapsar.
- Mahkeme usul işlemleri: Hâkimin veya mahkemenin yaptığı, yargılamayı yöneten tüm işlemlerdir.
- Taraf usul işlemleri: Davacı ve davalının (ve vekillerinin) yargılama içindeki açıklama, talepleri ve usule ilişkin başvurularıdır.
Ara Kararlar ve Nihai Kararlar
Hâkimin dava sırasında yahut sonunda verdiği kararlar, usul işlemlerinin en önemlisidir. Hâkimin, davadan el çekmeksizin yargılamanın sürdürülmesine hizmet eden kararları ara karar niteliğindedir. Kural olarak ara karardan dönülmez; ancak hâkimin ara karardan dönmesi zorunlu hâle gelirse, bunun gerekçesi en azından kısa ve açık şekilde gösterilmelidir.
Hâkimin davadan el çekmesini gerektiren ve davayı sonuçlandıran kararlar ise nihai karardır. Nihai kararlar ikiye ayrılır:
- Usule ilişkin nihai kararlar,
- Esasa ilişkin nihai kararlar (hükümler).
Taraf/Mahkeme Usul İşlemi Ayrımının Önemi
Hangi işlemin taraf usul işlemi, hangisinin mahkeme usul işlemi olduğunun doğru belirlenmesi, işlemin geçerliliği üzerinde doğrudan etkilidir. Zira görevsiz veya yetkisiz mahkeme önünde yahut yasaklılık sebebi bulunan hâkim huzurunda yapılan taraf usul işlemleri, geçerliliğini korur ve iptal edilemez.
Uygulama Notu: Yetkisiz mahkemede verilen cevap dilekçesi, “taraf usul işlemi” olduğu için kural olarak geçerlidir; sonradan yetkili mahkemeye devredilen dosyada da bu işlem hukuki değerini korur.
İkinci Kısım: Tarafların Ehliyetleri
Kısa Özet
Türk medeni usul sistemi esasen iki taraflı yargılama modeli üzerine kuruludur (çekişmesiz yargı hariç). Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve kanunî temsil ayrımı; kimin davada taraf olabileceğini, kimin davayı bizzat veya temsilciyle yürütebileceğini belirler.
İki Taraflı Sistem
Bir davada kural olarak iki taraf bulunur: davacı ve davalı. Çekişmesiz yargı hariç olmak üzere, sistem bu iki taraflı yapı üzerine oturur.
Taraf Ehliyeti – Madde 50
Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes, taraf ehliyetine de sahiptir. Bu kurum, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukundaki karşılığıdır.
Dava Ehliyeti – Madde 51
Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre tayin edilir. Başka bir anlatımla, medeni hukuktaki fiil ehliyeti, usul hukukunda dava ehliyeti olarak somutlaşır.
Davada Kanunî Temsil – Madde 52
Medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar, davada kanunî temsilcileri tarafından; tüzel kişiler ise yetkili organları aracılığıyla temsil edilir.
Dava Takip Yetkisi – Madde 53
Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Kural olarak maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre belirlenir. Örneğin iflas masasını ilgilendiren uyuşmazlıklarda, masanın kanunî temsilcisi olan iflas idaresi dava takip yetkisini kullanır.
Temsil veya İzin Belgeleri – Madde 54
- Kanunî temsilciler, davanın açılması veya yürütülmesinin izine bağlı olduğu hâllerde bu izin belgelerini;
- Tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini,
dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye sunmak zorundadır. Aksi durumda dava açılamaz ve yargılama işlemleri yapılamaz.
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, eksikliğin sonradan giderilmesi şartıyla işlem yapılmasına geçici olarak izin verebilir.
İzin için mahkemeye başvuru gerekiyorsa, ilgiliye kesin süre verilir; başvuru yapılırsa bu konuda karar verilinceye kadar beklenir. Süresinde belge ibraz edilmez veya başvuru yapılmazsa, dava açılmamış veya yapılan işlemler yapılmamış sayılır.
Dava Sırasında Taraflardan Birinin Ölümü – Madde 55
Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, kanunda öngörülen süreler doluncaya kadar yargılama ertelenir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine kayyım atanmasına karar verilebilir.
Örnek Olay: Davalı ölünce, mirasçıların reddi miras süresi doluncaya kadar yargılama durur; ancak teminat gerektiren ivedi tedbir için kayyım atanarak zorunlu işlemler yürütülebilir.
Kanunî Temsilci Atanması Sebebiyle Yargılamanın Ertelenmesi – Madde 56
Vesayet altına alınma ya da yasal danışman atanması talebi uygun bulunur veya gerekli görülürse, bu konuda kesin karar verilinceye kadar yargılama ertelenebilir.
Taraflardan biri kanunen tedavi, gözlem veya koruma altına alınmış yahut görüşmeden yasaklanmış ise ve kendisi/vekili duruşmada bulunamıyorsa, o kişi hakkında davayı takip için kayyım atanmasına kadar yargılama ertelenebilir.
Taraf Sıfatı (Husumet)
Sıfat, dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki maddi hukuk ilişkisidir. Dilekçede davacı/davalı olarak gösterilmek şekli taraf olmayı sağlar; fakat bu, maddi anlamda taraf sıfatının varlığını garanti etmez.
Eda davasında davacının dava konusu hakkın maliki olması aktif husumet, davalının dava konusu hakkın borçlusu olması pasif husumet olarak adlandırılır.
Taraf sıfatı, bir maddi hukuk itirazıdır; ne dava şartıdır ne de ilk itirazdır. Bu nedenle taraf sıfatı yokluğunda dava usulden değil, esastan reddedilir.
Uygulama Notu: Davalı sıfatı bulunmayan kişiye yöneltilen alacak davasında, mahkeme “husumet yokluğu” nedeniyle esastan ret kararı verir; bu ayrım, kanun yolunda incelemenin kapsamını da etkiler.
Üçüncü Kısım: Dava Arkadaşlığı
Kısa Özet
Dava arkadaşlığı, davacı veya davalı yanında birden fazla kişinin birlikte yer almasıdır. İhtiyarî dava arkadaşlığında davalar bağımsız seyreder; mecburî dava arkadaşlığında ise birlikte hareket zorunluluğu ve tek hüküm esası öne çıkar.
Kavramsal Çerçeve
Dava arkadaşlığı, sübjektif dava birleşmesi olarak da anılır ve birden fazla kişi yönünden birlikte görülen davaları ifade eder.
İhtiyarî Dava Arkadaşlığı – Madde 57–58
Şartlar (Madde 57):
a) Taraflar arasında, dava konusu hak veya borcun elbirliği mülkiyeti dışında bir sebeple ortak olması (ör. müteselsil sorumluluk),
b) Ortak bir işlemle herkese yarar sağlayan bir hak doğması veya herkesin bu işlemle yükümlülük altına girmesi (sözleşmesel bağ),
c) Davaların temelini oluşturan vakıa ve hukuki sebeplerin aynı ya da benzer olması (ör. çok fail/çok mağdur içeren haksız fiil).
Hukukî Sonuç (Madde 58):
- İhtiyarî dava arkadaşlığında davalar bağımsızdır; her dava arkadaşı ayrı hareket eder.
- Mahkeme tek hüküm kurar; ancak her dava arkadaşı hakkında verilen karar ayrı ayrı gösterilebilir.
- Her dava arkadaşı tek başına kanun yoluna başvurabilir; bozulmadan yalnızca başvuran yararlanır.
Örnekler:
- Müteselsil borçluluk/alacaklılık,
- Paylı (müşterek) mülkiyet,
- Adi şirket ve miras ortaklığında para borçları,
- Kira ilişkilerinde para borçları,
- Birden çok failli veya mağdurlu haksız fiil tazminat davaları,
- Birden fazla ortağın A.Ş. genel kurul kararının iptali davası.
Örnek Olay: Aynı trafik kazasında zarar gören iki yolcu, sürücü ve araç malikine karşı ortak vakıa ve benzer hukuki sebep nedeniyle birlikte dava açabilir; her biri istinafa ayrı başvurabilir.
Mecburî Dava Arkadaşlığı – Madde 59–60
Tanım (Madde 59): Maddi hukuka göre bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kişiye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde mecburî dava arkadaşlığı vardır.
Usulî Rejim (Madde 60):
- Mecburî dava arkadaşları ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine birlikte dava açılabilir.
- Birlikte hareket zorunludur.
- Duruşmaya gelen dava arkadaşlarının usul işlemleri, usulüne uygun davete rağmen gelmeyenler bakımından da hüküm ifade eder.
- Ancak maddi hukuk işlemleri (feragat, kabul, sulh gibi) gelmeyenler bakımından hüküm doğurmaz.
A) Maddî Mecburî Dava Arkadaşlığı
Birlikte hareket zorunluluğu maddi hukuktan kaynaklanır. Duruşmaya gelenlerin yaptığı usul işlemleri gelmeyenler için de sonuç doğurur; ancak feragat, kabul, sulh, ibra gibi maddi işlemler için birlikte hareket şarttır.
Örnekler:
- Elbirliği mülkiyeti,
- Aynı kiralananda birden çok kiracıya yönelik tahliye talepleri,
- Adi şirket ve miras ortaklığında para dışı talepler.
B) Şeklî (Usulî) Mecburî Dava Arkadaşlığı
Maddi hukuk gerektirmese de usulî nedenlerle birden fazla kişiye karşı dava açılması zorunludur; ilgililer hakkında aynı biçimde ve tek karar verilmesi zorunlu değildir. Dava arkadaşlarının birlikte hareket etmesi gerekmez; sadece davalılar arasında söz konusu olur.
Örnekler:
- Aslî müdahale davasında ilk davanın tarafları (davalılar) arasında,
- Soybağının reddi davasında davalı ana ve çocuk,
- Tasarrufun iptali davasında borçlu ve üçüncü kişi,
- Olağanüstü zamanaşımına dayalı tescil davasında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi.
Uygulama Notu: Tasarrufun iptalinde davanın hem borçluya hem de tasarruftan yararlanan üçüncü kişiye yöneltilmesi, şeklî mecburî dava arkadaşlığının tipik örneğidir.
Dördüncü Kısım: Davaya Vekâlet
Kısa Özet
Davaya vekâlet, dava ehliyeti bulunan kişinin davasını bizzat veya vekil aracılığıyla açıp takip etmesini sağlar. Vekâletin kapsamı kural olarak geniştir; ancak bazı işlemler için özel yetki aranır. Vekâletname düzeni, ibraz zorunluluğu ve vekilin azil/istifa usulü ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.
Genel Olarak – Madde 71
Dava ehliyeti bulunan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil vasıtasıyla açabilir ve takip edebilir.
Uygulanacak Hükümler – Madde 72
Davanın vekil aracılığıyla açılması ve yürütülmesinde, kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun temsil hükümleri uygulanır.
Davaya Vekâletin Kanunî Kapsamı – Madde 73
Davaya vekâlet, kanunda özel yetki gerektiren hâller saklı kalmak üzere, hüküm kesinleşinceye kadar davanın takibi için gerekli bütün işlemleri yapma, hükmü icra ettirme, yargılama giderlerini tahsil ve makbuz verme, bu işlemlerin vekile karşı da yapılabilmesi yetkisini kapsar. Bu yetkiyi daraltıcı sınırlamalar, karşı tarafa karşı ileri sürülemez.
Özel Yetki Gerektiren Hâller – Madde 74 (2022)
Açıkça yetki verilmedikçe vekil; sulh olamaz, hâkimi reddedemez, davanın tamamını ıslah edemez, yemin teklif/ kabul/ iade/ reddi yapamaz, başkasını tevkil edemez, haczi kaldıramaz, iflas isteyemez, tahkim/hakem sözleşmesi yapamaz, konkordato veya uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma teklifinde bulunamaz ve muvafakat veremez, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına başvuramaz, davadan/kanun yollarından feragat edemez, ibra/kabul beyanında bulunamaz, yargılamanın iadesine gidemez, Devlet aleyhine tazminat açamaz; ayrıca kişiye sıkı sıkıya bağlı haklara ilişkin davaları açıp takip edemez.
Özet Tablo:
- Özel Yetki GEREKTİRMEYEN: Davayı geri alma, dava açma, hakimin çekinmesi, haciz yapmak, olağan kanun yollarına başvuru, kısmen ıslah, kısmi ikrar, yetki/delil sözleşmesi, alternatif uyuşmazlık yoluna başvuru, tahkim/hakem sözleşmesi, başkasını tevkil (not: metindeki tabloda bu kalemler iki grupta sayılmıştır; HMK uygulamasında özel yetki aranan işlemler ayrıca aşağıda korunmuştur), ahz-u kabz için özel yetki aranmaz.
- Özel Yetki GEREKTİREN: Sulh, kabul, feragat (dava/kanun yolu), karşı tarafı ibra, haczi kaldırma, tamamen ıslah, hakimlerin fiilleri nedeniyle Devlet aleyhine tazminat, hakimin reddi, yemin işlemleri, kişiye sıkı sıkıya bağlı hak davaları, iflas/konkordato/uzlaşma yoluyla yapılandırma, tahkim/hakem sözleşmesi, başkasını tevkil.
Not: Vekile özel yetki verilmiş olsa dahi istintak/istizvap olunamaz, yemin eda edemez; bu beyanlar tarafın şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Ahz-u kabz için vekâletnamede özel yetki aranmaz.
Uygulama Notu: Vekilin sulh protokolü imzalayabilmesi için vekâletnamede açık sulh yetkisi bulunmalıdır; aksi hâlde sulh geçersizdir.
Birden Fazla Vekil – Madde 75
Birden fazla vekil görevlendirildiğinde vekillerin her biri, vekâletten doğan yetkileri bağımsız kullanır. Aksi yöndeki sınırlamalar, karşı tarafa karşı ileri sürülemez.
Vekâletnamenin İbrazı – Madde 76
Avukat, açtığı veya takip ettiği işlerde, noter onaylı/düzenleme vekâletname aslını veya avukat onaylı suretini dosyaya koymak zorundadır. Kamu avukatlarının yetkili amirlerce düzenlenen temsil belgeleri de geçerlidir; ayrıca noter onayı gerekmez.
Vekâletnamesiz Dava/İşlem – Madde 77
Vekâletnamesi sunulmayan avukat, dava açamaz ve yargılama işlemi yapamaz. Ancak gecikmesinde zarar doğacak hâllerde, mahkeme kesin süre vererek vekâletnamenin sonradan sunulması şartıyla işlemlere izin verebilir. Süresinde sunulmaz veya asıl taraf işlemleri kabul ettiğini yazılı bildirmezse, dava açılmamış yahut işlemler yapılmamış sayılır.
Süresinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı, giderler ve karşı taraf zararından sorumlu tutulur; kötü niyet hâlinde durum savcılık ve baroya bildirilir.
Bir tarafın avukat tutmak istemesi yargılamayı erteletmez.
Avukatın istifa/azil veya dosyayı incelememe sebepleri duruşmayı kural olarak erteletmez; ancak haklı özür hâlinde hâkim bir defaya mahsus kısa süre verebilir; süre sonunda incelenmemiş olsa dahi davaya devam olunur.
Vekilin Beyanı – Madde 78
Tarafın hazır bulunduğu duruşmada vekilin beyanlarına derhâl ve açıkça itiraz edilmezse, bu beyanlara rıza gösterilmiş sayılır.
Uygun Olmayan Tutum ve Davranış – Madde 79
Vekil duruşmada uygun olmayan tutum sergilerse hâkim uyarır; uymaz ve fiil disiplin/adi suç niteliği taşırsa tutanak tutulur ve duruşma ertelenir; baroya ve gerekiyorsa savcılığa bildirim yapılır.
Davasını kendisi takip eden taraf için de aynı düzen geçerlidir; uyarılara uyulmaması hâlinde vekil ile temsil kararı verilebilir ve taraf salondan çıkarılır; devamında yokluk hükümleri uygulanır.
Tarafın Dava Takip Yeterliği – Madde 80
Hâkim, tarafın davasını bizzat takip yeterliği bulunmadığını görürse, uygun süre vererek davanın vekil ile takip edilmesine karar verebilir; uyulmazsa yokluk hükümleri uygulanır.
Vekilin Azli/İstifasının Şekli – Madde 81
Azil veya istifanın hüküm ifade edebilmesi için beyanın dilekçe ile bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde tebligat giderinin peşin ödenmesi zorunludur.
Vekilin İstifası – Madde 82
İstifa eden vekilin görevi, istifanın müvekkile tebliğinden itibaren iki hafta devam eder. Bu sürede müvekkil davayı takip etmez ve yeni vekil atamazsa, yokluk hükümleri uygulanır. Bu hususlar, istifa dilekçesiyle ihtaren bildirilir.
Vekilin Azli – Madde 83
Vekille takip edilen davada vekil azledilirse, vekâlet veren davayı takip etmez ve iki hafta içinde yeni vekil atamazsa, yokluk hükümleri uygulanır.
Örnek Olay: Azil sonrası iki haftada yeni vekil atanmayan dosyada duruşmaya gelinmezse, mahkeme tarafın yokluğunda yargılamaya devam edebilir.
Beşinci Kısım: Davanın İhbarı ve Davaya Müdahale
Kısa Özet
Rücu ilişkisi ihtimali bulunan hallerde davanın ihbarı yoluna gidilebilir. Üçüncü kişiler, hukuki yararları ölçüsünde fer’î müdahil olarak davaya katılabilir veya yargılamanın konusu hak/şey üzerinde hak iddia ediyorlarsa aslî müdahale ile ayrı dava açabilirler.
Davanın İhbarı – Madde 61–64
Esas: Taraf, davayı kaybetmesi hâlinde üçüncü kişiye rücu hakkı bulunduğunu veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat bitinceye kadar davayı ihbar edebilir. İhbar tek taraflı bir usul işlemidir; karşı tarafın onayı gerekmez.
İhbar, yazılı yapılır; gerekçeler ve yargılamanın aşaması belirtilir (Madde 62). İhbar nedeniyle yargılama kural olarak ertelenmez; yalnızca ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu durumlarda süre verilebilir. İhbar mahkeme, noter veya iadeli taahhütlü mektup yoluyla yapılabilir.
İhbarın davada erken yapılması esastır; daha sonra yapılırsa geç ihbar sayılır.
İhbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında davaya katılabilir (Madde 63).
İhbar edilen davada verilen hükmün, ihbar eden kişiye etkisi, Madde 69/2 kıyasen uygulanarak belirlenir (Madde 64).
Uygulama Notu: Müteahhit aleyhine açılan ayıplı iş davasında, müteahhidin alt yükleniciye ihbar yapması, olası rücu davasında “geç ihbar” itirazlarının önünü keser.
Fer’î Müdahale – Madde 66–69 (2020)
Üçüncü kişi, davada taraf sıfatı kazanamaz; ancak hukuki yararı bulunan tarafın yardımcısı olarak davaya fer’î müdahil sıfatıyla katılabilir. Fer’î müdahil hakkında doğrudan hüküm kurulmaz.
- Madde 66: Üçüncü kişi, tahkikat bitinceye kadar yanında katıldığı tarafa yardım amacıyla fer’î müdahil olabilir.
- Madde 67: Müdahil olmak isteyen üçüncü kişi, tarafı, sebebi ve dayanakları gösteren dilekçeyle başvurur; dilekçe taraflara tebliğ edilir; mahkeme gerekirse taraflar ve üçüncü kişiyi dinler ve talep hakkında karar verir.
- Madde 68: Talep kabul edilirse müdahil, davayı katıldığı noktadan itibaren takip eder; yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia ve savunmaları ileri sürebilir; onun işlemlerine aykırı olmayan usul işlemlerini yapabilir. Mahkeme, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ eder.
- Madde 69: Hüküm taraflar hakkında verilir. Müdahilin tarafla rücu ilişkisinde, asıl davada yanlış karar verildiği iddiası dinlenmez; ancak geç ihbar, tarafın imkânları engellemesi veya ağır kusur nedeniyle savunma imkânlarının kullanılamaması ileri sürülebilir.
Fer’î müdahil, yetkilendirilmedikçe tasarruf işlemleri yapamaz: geri alma, feragat, kabul, sulh, hâkimi reddi, ıslah, yemin gibi işlemler ona tanınmaz.
Örnek Olay: Sigorta şirketi, sigortalısının yanında fer’î müdahil olarak davaya katılıp kusur ve illiyet bağını tartışabilir; ancak sulh yapamaz.
Aslî Müdahale – Madde 65 (2018)
Aslî müdahale, görülmekte olan dava veya çekişmesiz yargı işinde, yargılamanın konusu hak/şey üzerinde kısmen veya tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede ayrı bir dava açmasıdır.
- Zaman: Hüküm verilinceye kadar mümkündür; istinaf/temyizde olmaz.
- Yürütüm: Aslî müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve birlikte karara bağlanır.
- Bağımsızlık: Davalar bağımsız olduğundan her biri için ayrı hüküm ve ayrı kanun yolu mümkündür.
Örnek: A, B aleyhine tapu iptal/tescil davası yürütürken Hazine, taşınmazın devlet arazisi olduğu iddiasıyla aynı mahkemede A ve B’ye karşı ayrı bir dava açarsa, bu aslî müdahale davasıdır.
Aslî müdahale hem çekişmeli hem çekişmesiz yargıda söz konusu olabilir.
Fer’î Müdahale – Aslî Müdahale Karşılaştırması
- Görülmekte olan dava: Her ikisi için de zorunludur.
- Sıfat: Fer’î müdahil taraf yardımcısıdır; aslî müdahil taraf konumundadır.
- Usulî yol: Fer’î müdahale müdahale talebi ile; aslî müdahale dava açılması ile gerçekleşir.
- Yargı kolu: Fer’î müdahale yalnız çekişmeli yargıda; aslî müdahale çekişmeli/çekişmesiz yargıda mümkündür.
- Zamanaşımı: Fer’î müdahale kesmez; aslî müdahale keser.
- Zaman sınırı: Fer’î müdahale tahkikat sonuna kadar; aslî müdahale hüküm verilinceye kadar.
- Hüküm: Fer’î müdahile yönelik doğrudan hüküm kurulmaz; aslî müdahale yönünden hüküm kurulur.
Uygulama Notu: Tapu iptal davasında taşınmaz üzerinde hak iddia eden üçüncü kişinin fer’î müdahale yerine aslî müdahale açması, kendi hakkı hakkında bağımsız hüküm verilmesini sağlar.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün
