Hukuk Ders Notları3. Sınıf Hukuk Ders NotlarıBorçlar Hukuku (Özel Borç İlişkileri)HMGS Ders NotlarıHukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS)

BORÇLAR HUKUKU DERS NOTLARI ÖZEL HÜKÜMLER BÖLÜM 4- SAKLAMA BORCU DOĞURAN SÖZLEŞMELER

Av. Gökhan Yağmur tarafından hazırlanan bu içerik, saklama borcu doğuran sözleşmelerin kapsamını ve hukuki sonuçlarını açıklar.

saklama borcu doğuran sözleşmeler

SAKLAMA BORCU DOĞURAN SÖZLEŞMELER

Saklama borcu doğuran sözleşmeler, bir kimsenin başkasına ait eşyayı belirli bir süre veya koşul altında güvenli şekilde muhafaza etme yükümlülüğünü üstlendiği sözleşme türlerini ifade eder. Bu bölümde özellikle genel saklama (vedia – emanet) sözleşmesi üzerinde durulacaktır. Bu sözleşme, taraflar arasındaki güven ilişkisine dayalı olup, taşınır malların korunmasını konu edinir.


I. GENEL SAKLAMA (VEDİA – EMANET) SÖZLEŞMESİ

Genel saklama sözleşmesi, bir kimsenin (saklayan) diğer tarafa (saklatan) ait taşınır bir malı, güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği hukuki bir borç ilişkisidir. Türk Borçlar Kanunu sisteminde bu sözleşme, taraflar arasında güven unsuruna dayanan ve çoğu zaman “emanet” kavramıyla özdeşleşen tipik bir borç doğuran sözleşmedir.

Saklama Sözleşmesinin Tanımı ve Özellikleri

Saklama veya emanet sözleşmesi, saklatan tarafından teslim edilen taşınır bir malın, saklayan tarafından kabul edilip korunması ve saklatanın talebi üzerine geri verilmesini içeren bir anlaşmadır. Bu sözleşmenin temel unsuru, taşınır bir eşyanın korunması ve aynı şekilde iadesidir. Saklama sözleşmesi, taraflar arasında güven ilişkisine dayanır; saklayan, kendisine teslim edilen malı özenle saklamakla yükümlüdür.

Örnek: Bir kişi, değerli mücevherlerini uzun süreli bir seyahat nedeniyle güvendiği arkadaşına bırakırsa; bu durum, tipik bir emanet yani saklama sözleşmesidir.

Saklama Sözleşmesinin Konusu

Saklama sözleşmesinin konusunu yalnızca taşınır mallar oluşturur. Taşınmaz malların saklanması mümkün olmadığı gibi, bunlar üzerinde vedia sözleşmesi hükümleri uygulanmaz. Saklama borcu, eşyayı fiziken muhafaza etmeyi ve gerektiğinde aynı şekilde geri vermeyi içerir.

Ücret ve Masraf Hükümleri

Saklama sözleşmesi kural olarak ivazsız (ücretsiz) bir sözleşmedir; ancak durumun gerekleri veya açık bir anlaşma mevcutsa, saklayan ücret talep edebilir.
Örneğin, bir otel veya banka kasasında eşya bırakılması hâlinde saklayan ücret isteyebilir. Bu ücret, hizmetin niteliğine ve saklama süresine göre belirlenir.


Saklayanın Kullanma Yasağı ve Sorumluluğu

Saklayan, saklatanın açık izni olmaksızın saklanan eşyayı kullanamaz. Kullanma yasağı, saklama sözleşmesinin en temel prensiplerinden biridir. Bu yasak, saklama ilişkisinin güven esasına dayalı olmasından kaynaklanır.

Eğer saklayan, saklanan eşyayı izinsiz kullanırsa şu sonuçlar doğar:

  • Saklatana uygun bir kullanım bedeli ödemekle yükümlüdür.
  • Ayrıca, kullanmasaydı bile zararın doğacağını ispat etmedikçe, beklenmedik hâllerden doğan zararlardan dahi sorumlu olur.

Bu hüküm, saklayan lehine kusursuz sorumluluk doğurur; zira güven ilişkisini kötüye kullanma ihtimali dikkate alınmıştır.

Uygulama Notu: Bir tamirciye bırakılan araç, sadece park alanında muhafaza edilmek üzere teslim edilmişse; tamircinin araçla şehir turu atması veya test sürüşü yapması, saklama borcuna aykırılık teşkil eder.


Saklama Süresi ve Geri Verme Yükümlülüğü

Saklama sözleşmesinde belirli bir süre öngörülmüş olsa dahi, saklatan her zaman malını geri isteme hakkına sahiptir. Saklayan bu talep karşısında:

  • Saklanan eşyayı, bütün artışlarıyla birlikte iade etmekle yükümlüdür.
  • Ancak saklatan, belirlenen süreye göre yapılan zorunlu masrafları ödemek zorundadır.

Saklama süresi dolmadan saklayan, kural olarak saklananı geri veremez; aksi takdirde sözleşmeye aykırı davranmış olur.
Eğer süre hiç belirlenmemişse, saklayan her zaman eşyayı geri verebilir.

Örnek: Bir banka kasasında saklama süresi bir yıl olarak belirlenmişse, banka bu süreden önce kasayı boşaltamaz; ancak müşteri dilediği an eşyasını geri alabilir.


Birden Çok Kişi Arasındaki Saklama İlişkileri

Birden fazla kişi, aynı eşyayı birlikte saklanmak üzere teslim etmişse; saklayan, sözleşmede aksi belirtilmedikçe veya tüm tarafların rızası olmadıkça, saklananı sadece içlerinden birine iade ederek sorumluluktan kurtulamaz.
Bu hüküm, birlikte saklama ilişkilerinde menfaat birliğini ve koruma dengesini sağlar.

Ayrıca bir eşyayı birlikte saklama taahhüdünde bulunan kişiler, müteselsil sorumluluk altına girerler. Yani saklanan eşyada bir zarar meydana gelirse, saklayanlardan her biri zararın tamamından sorumlu tutulabilir.

Uygulama Örneği: İki arkadaşın birlikte kiraladığı bir depoya emanet edilen tablo zarar görürse, her ikisi de saklayan sıfatıyla müteselsilen sorumludur.


Üçüncü Kişilerin Hak İddiası Durumunda Sorumluluk

Eğer bir üçüncü kişi, saklanan eşya üzerinde ayni hak iddiasında bulunursa, saklayan kural olarak saklananı yine saklatana geri vermekle yükümlüdür. Ancak şu iki durumda farklı bir yükümlülük doğar:

  1. Eşya haczedilmişse,
  2. Eşya hakkında istihkak davası açılmışsa.

Bu hâllerde saklayan, durumu derhâl saklatana bildirmek zorundadır. Aksi takdirde doğacak zarar ve kayıplardan sorumlu olur.
Bu düzenleme, saklayanın hem saklatan hem de üçüncü kişi karşısında dikkat ve özen borcunu yerine getirmesini sağlar.

Örnek: Emanet bırakılan bir tablo hakkında üçüncü kişi mülkiyet iddiasında bulunur ve tablo haczedilirse, saklayan bunu derhal saklatana bildirmelidir; aksi takdirde tazminat sorumluluğu doğar.


Sonuç

Saklama sözleşmesi (vedia sözleşmesi), Türk Borçlar Hukuku’nda güven unsuruna dayalı en eski sözleşme türlerinden biridir. Taraflar arasındaki güven ilişkisini korumak adına; saklayan özenle muhafaza, kullanmama ve zamanında iade yükümlülüklerini yerine getirmeli; saklatan ise gerekli masrafları karşılamalıdır.

Bu yönüyle saklama sözleşmesi, sadece eşya teslimini değil; aynı zamanda dürüstlük, sadakat ve güven ilişkisini düzenleyen özel bir borç doğuran hukuki ilişki olarak önemini sürdürmektedir.

BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER GİRİŞ

BİRİNCİ BÖLÜM: DEVİR BORCU DOĞURAN SÖZLEŞMELER

İKİNCİ BÖLÜM: KULLANDIRMA AMACINI GÜDEN SÖZLEŞMELER

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: İŞ GÖRME BORCU DOĞURAN SÖZLEŞMELER

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: SAKLAMA BORCU DOĞURAN SÖZLEŞMELER

BEŞİNCİ BÖLÜM: TEMİNAT BORCU DOĞURAN SÖZLEŞMELER

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu